16 Kasım 2009

The Night of the Hunter (1955)



Selam. Bu yağmurlu günde sizinle bu satırları paylaşıyor olmak benim için gerçekten büyük bir zevk. Katkılarından dolayı ilkokul öğretmenime teşekkürlerimi sunuyorum. David Grubb'ın aynı isimli romanından uyarlanan The Night of the Hunter kahvaltısını Paris'te sert bir kahveyle yapmayı tercih edenler için izlenmesi gereken bir film. Aktör Charles Laughton'ın ilk filmi olan The Night of the Hunter beklenen ilgiyi görememesi ve finansal açıdan bir düş kırıklığı olması sebebiyle son filmi de olmuştur. Aslında büsbütün kalburüstü bir prodüksiyon olan filmin neden başarısız addedildiğini anlamak epey zor. Sırf merakımdan 1950'li yıllarını Hollywood'ta geçirmiş olan amcama telefon açıp bu konu hakkında konuşmak istedim. Cevabı, "Valla bilmiyorum ki yeğen, o değil de sende Premiere'in son versiyonu var mı?" oldu.




Film, dul katili rahip Harry Powell ve Harry'nin yanlarında epey yüklü bir miktar para taşıdıklarını öğrendiği iki velet hakkında. Çocuklar kaçıyor, Harry kovalıyor. Harry kovalıyor, çocuklar kaçıyor. Bu arada çocukların anasını, bilimum dul kadını ve önüne çıkan yağız delikanlıları hunharca katlediyor. Daha sonra Ohio'ya düşen tanımlanamayan bir cisim Harry'i kaçırıyor ve bölünüp çoğalabilme özelliği olan klonlarını Amerika'nın üzerine salıyor. Son kısmı uydurdum ama hikaye kısmen  böyle.

Filmin büyük kısmı stüdyoda çekilmiş. Yaklaşık 800 bin Amerika Doları'na mal olan film için kısmen yüklü bir miktar para dökülmüş diyebiliriz. Stüdyoda çekilmesinin avantajıyla Alman dışavurumculuğu yoğun biçimde kullanılmış ki filmin Paris'te kahvaltı etmeyi seven kitleler tarafından sevilmesinin en büyük nedeni bu. 1940'lı ve 50'li yıllarda çekilen filmler arasında en çok dışavuran görüntülere sahip filmlerden birincisi yada ikincisidir The Night of the Hunter, bilemedin üç.

Senaryo mekanikleri hakkında yorum yapmak hoşuma gitmiyor. İlerde de bu konu hakkında konuşurken göremeyeceksiniz beni kuvvetle muhtemel. İşte iyi var, kötü var. İyiyle kötünün savaşı var sonunda iyi kazanıyor vs. Bu filmde de farklı bir mevzu yok. Hatta hiç farklı mevzu yok ki, iyi ve kötü var, sonunda iyi kazanıyor gibi bir yorum yapabilirsiniz.

Sonuç olarak The Night of the Hunter iyi bir film, izlenmesi gereken bir film. Hoş, izlenmesi gereken filmin ne olduğu hakkında da yorum yapabilirdim ama şimdi susadım. Filmin şarkıları çok güzel.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Evet yazılış tarihi pek eski olmadığından şöyle bir ricada bulunacağım: Bu filmin ikinci sekansının analizini yapmam gerek çünkü ilk sekansın analizinden yedi aldım (adeta sevgili günlük). Etrafımda danışabileceğim pek kimse olmadığından, danışabileceklerimle de bir lisan birliği tutturamadığımızdan öylece kalakaldım. Beatnik, hem nickinden hem yazından ötürü seni şövalye ilan edebilir miyim?

beatnik dedi ki...

bilmiyorum geç mi oldu fakat beni şövalye falan ilan edebilirsin. paşa gönlün nasıl isterse. yaptığının ne kadar sıkıcı bir iş olduğunun farkındayım, elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışırım.