tag:blogger.com,1999:blog-22694303432837433402024-03-19T08:44:04.419+03:00ESKİ FİLM1930 - 1970 ARASI FILM NOIR'DAN WESTERN'E SİNEMA TARİHİNİN EN DİŞE DOKUNUR FİLMLERİNİN ÇETELESİ...beatnikhttp://www.blogger.com/profile/10792680674806104328noreply@blogger.comBlogger3125tag:blogger.com,1999:blog-2269430343283743340.post-4103321610004842772009-11-27T00:11:00.003+02:002010-09-29T15:14:48.363+03:00Bonnie and Clyde (1967)<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Selam. Layne'in son yazısındaki samimiyetsiz laflarını görmezden geliyor, şu bayram arefesinde keyfimi bozmamak için cevap vermeye yeltenmiyorum. Çok da sikimde afedersiniz Maltese Falcon'ın ilk film noir olup olmaması.</div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjL_giazpyDCcnxxf0v4hVXaDp0AGx67tlM5Y3La4ci59y4epP_DBFRWu3pwKqs5ks76XfVJmDjKJhZLS2oMEL2taI5wkNq-dBhYFY4iapUGSt3fc0Z6NH9vooLMJcU9CKuVRqlR1iXWbNV/s1600/Bonnie-And-Clyde.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjL_giazpyDCcnxxf0v4hVXaDp0AGx67tlM5Y3La4ci59y4epP_DBFRWu3pwKqs5ks76XfVJmDjKJhZLS2oMEL2taI5wkNq-dBhYFY4iapUGSt3fc0Z6NH9vooLMJcU9CKuVRqlR1iXWbNV/s320/Bonnie-And-Clyde.jpg" /></a></div><br />
<a name='more'></a><br />
<div style="text-align: justify;">Bonnie and Clyde epey kalbur üstü bir film. Yapımı ve gösterimiyle de sinemada yeni bir çağ başlatmış bir yapıt. Bonnie ve Clyde'ın hikayesinin anlatıldığı ilk film değil esasında. Fritz Lang de 1937'de You Only Live Once isimli bir film çekmiş aynı hikayeyi anlatan. 1958'lerde de başka bir film çekilmiş sanırım. Merak eden araştırır bulur.</div><br />
Film "O neydi lan?" diyebileceğiniz bir açılış sahnesiyle başlıyor. İlk sahnenin kurgusu üzerine epey düşünmüştüm, aklım almadı. Sonra bir kilo havuç yedim, yazdım, çizdim falan. Tabi bunları sizi etkileyip yazıyı ilginç kılabilmek için yazıyorum sırf. Yoksa ilk sahnenin kurgusunda anlaşılmayacak bir şey yok. Yine de enteresan tabi, hatun güzel bir kere.<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">Senaryoya gelirsek, işte hayatında heyecan arayan bir kızımız var. O tarihlerde Fear Factory gibi yarışmalar olmadığı için soyguncu bir herife tutuluyor. Bunlar bir yandan soygun yapıp, bir yandan polisten kaçıyorlar falan filen. Gerçek bir hikaye zaten, o yüzden film epey lineer gidiyor, ne alakaysa.</div><br />
<div style="text-align: justify;">Bu arada bu yazıyı yazarken Kurban Bayram'ı oldu. Hepinizin bayramını kutlarım. Beşiktaş'ı da kutlarım, bir de Rüştü'yü her yerinden öperim. Faye Dunaway'e 5 trilyon başlık parası sayardım, eğer o kadar param olsaydı.</div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUgmAbpqvLm7eVTb6YVDLWnOAlW2NBQZEEnA6vSYeX3XREzkRYYT3YwZi2q8YM_FMkcipvwVvbJMnjmHOJfFxPm4AIzbpaBDQpUe88Y2UgRGcBrUwkGGaHrWOAOJ1zwYC-IgSs7FQhAJUE/s1600/Faye-Dunaway-Photograph.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUgmAbpqvLm7eVTb6YVDLWnOAlW2NBQZEEnA6vSYeX3XREzkRYYT3YwZi2q8YM_FMkcipvwVvbJMnjmHOJfFxPm4AIzbpaBDQpUe88Y2UgRGcBrUwkGGaHrWOAOJ1zwYC-IgSs7FQhAJUE/s320/Faye-Dunaway-Photograph.jpg" /></a></div>beatnikhttp://www.blogger.com/profile/10792680674806104328noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2269430343283743340.post-36682181847403709522009-11-22T03:13:00.005+02:002010-09-29T15:13:40.822+03:00This Gun for Hire (1942)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghjClWQdyNZRWyBEfhnwZHpXBn6LZQXTP8l0kcPkCgd7-1YRvnjApUh6b7umzdjPPKzfFM4WkbCrt7C3DwF33rRH7mL9fsAXdsyfDCAGecS8izlty51X3F6ZDqRdI5_RVaqbsi8_S5Q-JB/s1600/hire.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghjClWQdyNZRWyBEfhnwZHpXBn6LZQXTP8l0kcPkCgd7-1YRvnjApUh6b7umzdjPPKzfFM4WkbCrt7C3DwF33rRH7mL9fsAXdsyfDCAGecS8izlty51X3F6ZDqRdI5_RVaqbsi8_S5Q-JB/s320/hire.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Sa. This Gun for Hire hakkında ansiklopedik bilgi vermeyeceğim bu yazımda, çünkü gerçekten çok kral film. Kiralık katil Raven, Gates adında bir gece kulübü sahibi tarafından aldatılır. Gates aynı zamanda Nitro Chemical'ın sahibi Brewster'ın sağ koludur ki çıbanın başı esasında bu heriftir. Gavurlar double-cross diyorlar sanırım bu aldatılma olayına.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"></div><a name='more'></a><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Raven, Gates tarafından kimyasal bir formulü ele geçirmek için tutulur. İş bittiğinde aldığı para Nitro Chemical'dan çalınan ve polis tarafından numaraları belirlenmiş onluklardan oluşmaktadır. Polis, Raven'ı yaptığı bir alışveriş sonrası aramaya koyulur. Raven ise ona kazık atanların peşine düşmek için Los Angeles trenine atlar.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Trende, Senatör tarafından Gates ve Brewster'ın kirli işleri hakkında gözlem yapmak için görevlendirilmiş bir sihirbaz hatun kişi bulunmaktadır. Gates'in gece kulübünde çalışmaya başlamak için Los Angeles'a hareket eden Ellen, trende Raven'la yanyana oturmak şerefine nail olur. Film böyle devam eder. Spoylır'ın amına koyduktan sonra yazıyı böyle bitirmek isterdim ama gönlüm el vermedi.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkrmNF7uPr85rqkl00dem5vTKpNLX4WlH-NNPMsABbQM9tjot3FJi8-fb5UJVy42AOA_LODFd56fRDEYcwIXOqr4c6dzyH0Es25Eoknu85ZEz_8nssRgp7S87PbypH2URChBRysWPwCJjC/s1600/Thisgun.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkrmNF7uPr85rqkl00dem5vTKpNLX4WlH-NNPMsABbQM9tjot3FJi8-fb5UJVy42AOA_LODFd56fRDEYcwIXOqr4c6dzyH0Es25Eoknu85ZEz_8nssRgp7S87PbypH2URChBRysWPwCJjC/s320/Thisgun.jpg" /></a></div><div style="text-align: center;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Filmin karakterleri hakikaten çok iyi insanlar. Gönül isterdi hepsiyle Beşiktaş'ta birer çay içelim ama her istediğim olmuyor. Kahretsin hayat çok boktan. Neyse, şu son yıllarda adı koyulan anti kahraman dalgasına örnek gösterebiliriz Raven'ı. Yalnız yaşayan, sevgi görmemiş, katil damgası üstüne daha çocukken yapıştırılmış bir insan. Kedileri pek seviyor ama. Ellen da çok babacan bir kadın. Hem akıllı, hem güzel. Bu zamanda öyle bir hatun bulmak sanırım imkansız. Bir de Ellen'ın manitası var, Kartal Tibet'in beta versiyonu Robert Preston oynamış onu da.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHi9ryM6k_AEm78bGkZUYdm_r5_rMCYP0cnS_9rA8N6A8_8uCvf0r2mOtxyRwfoArWSeN8JXEYnSGKmIMEtT3FCJhKunWDuYHtvkCvTWE_GR6PVsgMCNv5-Lv0KXp5tpkafQezwlxwcEVQ/s1600/this-gun-for-hire-01-300x225.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHi9ryM6k_AEm78bGkZUYdm_r5_rMCYP0cnS_9rA8N6A8_8uCvf0r2mOtxyRwfoArWSeN8JXEYnSGKmIMEtT3FCJhKunWDuYHtvkCvTWE_GR6PVsgMCNv5-Lv0KXp5tpkafQezwlxwcEVQ/s320/this-gun-for-hire-01-300x225.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Aslında filmleri daha önce izlemiş olan kişiler için yazdığımı fark ettim şu an. Ne bileyim, bir filmi izlersiniz, sonra birileriyle konuşmak istersiniz film hakkında eğer çok sevdiyseniz. Ben This Gun for Hire'ı izledim, çok sevdim. O yüzden hakkında konuşmak isterseniz mesene adresim: subay_1974@hotmail.com. Neyse şaka bir yana az önce filmin 1990 tarihli tekrar çekimi olduğunu öğrendim. İzleyen olursa yazının altında yorum yapsınlar bir zahmet.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Sonuç itibariyle This Gun for Hire, gerek olay örgüsüyle, gerek karakter tasarımlarıyla tarihinde çekilmiş diğer film noirlardan ayrılan bir yapıt. Görüntü ve çekim olarak da alçak gönüllü, pek aşırıya kaçmayan bir tarzı var ki benim de en sevdiğim yanlarından biri bu. Now you see it,</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Now you don't.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div>beatnikhttp://www.blogger.com/profile/10792680674806104328noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2269430343283743340.post-16769900046485682832009-11-16T22:51:00.004+02:002010-09-29T15:12:48.036+03:00The Night of the Hunter (1955)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div style="text-align: auto;"><div style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGPAUO2APd8Uk8QZcqF1pLdaSx-Va5tYfQ57GRn-Xgdg7wmplXs3olJyjuBRZ5NslSBUhshkWdJMB1b-YmyvyAzntKCxx_X7gl-MPgSpjcctiFI1_Q1VU9atz9i-feT1DMzDQD_lnhVZhW/s1600/nighthunter.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGPAUO2APd8Uk8QZcqF1pLdaSx-Va5tYfQ57GRn-Xgdg7wmplXs3olJyjuBRZ5NslSBUhshkWdJMB1b-YmyvyAzntKCxx_X7gl-MPgSpjcctiFI1_Q1VU9atz9i-feT1DMzDQD_lnhVZhW/s320/nighthunter.JPG" /></a></div></div><div style="text-align: auto;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Selam. Bu yağmurlu günde sizinle bu satırları paylaşıyor olmak benim için gerçekten büyük bir zevk. Katkılarından dolayı ilkokul öğretmenime teşekkürlerimi sunuyorum. David Grubb'ın aynı isimli romanından uyarlanan The Night of the Hunter kahvaltısını Paris'te sert bir kahveyle yapmayı tercih edenler için izlenmesi gereken bir film. Aktör Charles Laughton'ın ilk filmi olan The Night of the Hunter beklenen ilgiyi görememesi ve finansal açıdan bir düş kırıklığı olması sebebiyle son filmi de olmuştur. Aslında büsbütün kalburüstü bir prodüksiyon olan filmin neden başarısız addedildiğini anlamak epey zor. Sırf merakımdan 1950'li yıllarını Hollywood'ta geçirmiş olan amcama telefon açıp bu konu hakkında konuşmak istedim. Cevabı, "Valla bilmiyorum ki yeğen, o değil de sende Premiere'in son versiyonu var mı?" oldu.<br />
<br />
<a name='more'></a><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjA75SueVWo_G8pBA296GrD9jXXek5AmqM6egS051BUHMpK9jCPZfd08oHceHpORaTJ1M7FRm2U9vzKgdHd-WmAaHr6WzoYL-uIgxbniQxyj_pPLcSjVMt11YQoVl60GpcKHnfDvLuJdtlS/s1600/nightofthehunter.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjA75SueVWo_G8pBA296GrD9jXXek5AmqM6egS051BUHMpK9jCPZfd08oHceHpORaTJ1M7FRm2U9vzKgdHd-WmAaHr6WzoYL-uIgxbniQxyj_pPLcSjVMt11YQoVl60GpcKHnfDvLuJdtlS/s320/nightofthehunter.jpg" /></a></div><br />
</div><div style="text-align: justify;">Film, dul katili rahip Harry Powell ve Harry'nin yanlarında epey yüklü bir miktar para taşıdıklarını öğrendiği iki velet hakkında. Çocuklar kaçıyor, Harry kovalıyor. Harry kovalıyor, çocuklar kaçıyor. Bu arada çocukların anasını, bilimum dul kadını ve önüne çıkan yağız delikanlıları hunharca katlediyor. Daha sonra Ohio'ya düşen tanımlanamayan bir cisim Harry'i kaçırıyor ve bölünüp çoğalabilme özelliği olan klonlarını Amerika'nın üzerine salıyor. Son kısmı uydurdum ama hikaye kısmen böyle.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Filmin büyük kısmı stüdyoda çekilmiş. Yaklaşık 800 bin Amerika Doları'na mal olan film için kısmen yüklü bir miktar para dökülmüş diyebiliriz. Stüdyoda çekilmesinin avantajıyla Alman dışavurumculuğu yoğun biçimde kullanılmış ki filmin Paris'te kahvaltı etmeyi seven kitleler tarafından sevilmesinin en büyük nedeni bu. 1940'lı ve 50'li yıllarda çekilen filmler arasında en çok dışavuran görüntülere sahip filmlerden birincisi yada ikincisidir The Night of the Hunter, bilemedin üç.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Senaryo mekanikleri hakkında yorum yapmak hoşuma gitmiyor. İlerde de bu konu hakkında konuşurken göremeyeceksiniz beni kuvvetle muhtemel. İşte iyi var, kötü var. İyiyle kötünün savaşı var sonunda iyi kazanıyor vs. Bu filmde de farklı bir mevzu yok. Hatta hiç farklı mevzu yok ki, iyi ve kötü var, sonunda iyi kazanıyor gibi bir yorum yapabilirsiniz.<br />
<br />
Sonuç olarak The Night of the Hunter iyi bir film, izlenmesi gereken bir film. Hoş, izlenmesi gereken filmin ne olduğu hakkında da yorum yapabilirdim ama şimdi susadım. Filmin şarkıları çok güzel.</div>beatnikhttp://www.blogger.com/profile/10792680674806104328noreply@blogger.com2